Bazı geceler oturup kendime acırken buluyorum kendimi, böyle gizli gizli, sessiz sedasız üzülüyorum kendime.Neden bilmem ama ansızın geliyor arada böyle işte, kimse bana acımasın diye ördüğüm o tuğla duvarın tepesinde otururken, ayaklarımı sallandırırken buluyorum kendimi, tabii hepsi kafamın içinde...Bazen öyle uzaklardan, ağır ağır işitir gibi oluyorum , önyargının hakim olduğu dominant, kalın sesleri. Gariptir ki soğuk hissettiriyorlar, başka her şey de olurdu ama onlar soğuk hissettiriyorlar.. ''kızım, kendi kendine bunalıma girme'', ''delirdin mi sen'', ''neden kendine böyle eziyet ediyorsun, daha genceciksin, yolun daha çok başındasın'', ''böyle hemencicik yelkenleri suya indirmek olur mu?''. olur mu? yelken dedikleri, parça pinçik ucuz kumaşsa olur, çünkü bazen boğulacağını bile bile çırpınmak anlamsızdır, çırpınmak asıl boğulmanı sağlayandır. kalırsan da, tepki vermezsen de boğulursun ama değer mi? O yorulmaya değer mi? Bu gecenin sorusu da bu olsun.. Bunu düşünerek biraz vakit harcayacağım, korka korka, içim sıkıla sıkıla gezineceğim biraz...
15/3kırık camlar
15.05.2020
kırık cam teorisi... düşündürdü biraz beni. bir binanın çoğu camı kırıksa insanlar diğer camları kırmakta çekinmezler ve kendilerini suçlu hissetmezler... insan ilişkileri de böyle işte kırıklıklarınızı gösterdikçe sizi kırmakta tereddüt etmezler, ve kendilerini suçlu hissetmezler. Ama sende başka bir şey var, pek umurunda değil gibi, zaten çoğunluğun kırıldı diye kendinden vazgeçmiş gibi bir halin var...
gerçekten söylediğin gibi misin? göğüs kafesinin altında kalp diye taşıdığın taş mı? insanlara anlatılan sen, sen misin? üzerine beyaz çarşaflar serip, kapısını sıkı sıkı kitlediğin o küçük evin kimsesiz olduğuna kendini nasıl inandırdın? korkmuyor musun içerde yapayalnız kalmaktan? orada tek başına çürüyüp gidecek olman biraz bile endişelendirmiyor mu seni? bir ürperti hissetmiyor musun o incecik, ufak tefek kalmış vücudunda? odaları ışıksız, yıpranmış o ev senin kalbin, kalbine iyi bakman gerekmez mi? insanın kalbi kırılmadıkça vücudu hasta olmazmış, sen ne zaman iyileşmeyi düşünüyorsun? yorulmadın mı hasta gibi yaşamaktan? kafanın içindeki bu yalnızlık sadece seni yorar, seni ziyan eder... seni kaybetmek de beni mahveder...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
taslak işte
Nasılsın sorusuna yorgunum diyorum genelde, lügatımda kalan tek kelime buymuş gibi tekrarlıyorum hayat nasıl olursa olsun epey zor geçiyorm...
-
Bok gibi biraz, kırılmış gibi değil de daha çok bunalmış gibi, yıpranmış veya eskimiş gibi. Sonuna gelmiş bitmiş de okey'e dönüyor ...
-
Sevgili 15 yaşım, Tarih tekerrür etmeyecek ve senin gibi biri bir daha yer yüzüne gelmeyecek belki, Belki de senin gibi ...
-
Bazen gözlerin görmez, kulakların duymaz Bomboş kalırsın hiçlikte. Yapayanlızlığımın ortasında bile duyduklarım var, Kafayı yemiş...