Geçmiş zaman ile anlatılan hiç bir hikayeye inancım yok artık... Sonunda di olduğu için artık bir şey hissettirmiyor anlamına gelmiyor. Di ile tamamlanmış, üzerinden çok sular akmış.... Yine de bir şeyi değiştirmiyor geçmiş zaman. Bahaneleri sebep yapmıyor. Zamanında söylenmemiş sözler bu günün gardiyanları değil yıkıcıları oluyor. Geçmiş her zaman geçmişte kalmıyor,
15/All Over
Geçmiş zaman ile anlatılan hiç bir hikayeye inancım yok artık... Sonunda di olduğu için artık bir şey hissettirmiyor anlamına gelmiyor. Di ile tamamlanmış, üzerinden çok sular akmış.... Yine de bir şeyi değiştirmiyor geçmiş zaman. Bahaneleri sebep yapmıyor. Zamanında söylenmemiş sözler bu günün gardiyanları değil yıkıcıları oluyor. Geçmiş her zaman geçmişte kalmıyor,
15/4
Aile İçin...
Son zamanlarda izlediğim çoğu filim veya dizi aynı kapıya çıkıyor, sıkıldım artık. her seferinde sevgiye veya aileye bağlanıyor her şey. ki doğru aile güzel şey, sevgi güzel şey. ya sevgi görememek?
ailemizin bizi koşulsuz şartsız seveceğine indandırıldık, ne olursa olsun bizim yanımızda olacaklarına ve bizi yargılamayacaklarına, hep arkamızda duracaklarına. ya arkamıza dönüp baktığımızda orada yoklarsa? sizce bir çocuk sevilmemeyi ailesi tarafından kabul görülmemeyi kaldırabilir mi? biz biliyor muyuz ailemiz tarafından sevgi görememek nasıl bir şey? empati yapabiliyor muyuz? şahsen ben yapabiliyorum. küçücük bir bebekken terk edilmek, hayata babasız başlamak nedir biliyorum.
o kişinin baba olamamak nedir bildiğini sanmıyorum ama ben evlat olamamak nedir iyi biliyorum.
bir gün bir daha görüşmeyeceğinizi bilmeden, vedalaşmadan vazgeçilen çocuk olmak nedir biliyorum. Sonra geride bir kaç anı kalıyor.
Onunla nasıl uyuduğumuzu hatırlıyorum; O sırt üstü uzanırdı, ben de yüz üstü üstüne uzanırdım. Sabah işe gidene kadar öyle uyurduk.
bir keresinde onunla kaldıktan sonra beni anneme götüreceği zamanı hatırlıyorum; yolda yürürken beni durdurup baş parmağını yalayıp yanağımdaki sütü silmişti. Sonra arkamızdan bir kadın geldi (muhtemelen şu an evli olduğu ve çocuklarının annesi olan kadın) çok sinirlenmişti, eve geri dönmüştük. Babaannem beni odaya götürüp kapıyı üstüme kapatıp yanlarına gitmişti. O kadının boğazına bıçak dayamıştı babaannem ise onları ayırmaya çalışıyordu. Kadının neden annemi görmek için o kadar ısrarcı olduğunu bu gün bile anlamış değilim.
Onun sol yüzük parmağındaki dövmeyi hatırlıyorum; A harfiydi. Bana söylediğine göre benim için yaptırmıştı. nedense inanmamıştım, hala daha inanmıyorum.
Son olarak yaz tatilindeki telefon konuşmamızı hatırlıyorum; Hafta sonu vakit geçirmek için sözleşmiştik. Beni çok özlediğini arayacağını söyledi. Hafta sonu olduğunda ise aradığımda bir kadın sesi; aradığınız numara kullanılmamaktadır... O gün ondan ve onu aramaktan vazgeçtiğim gün oldu. Belli ki o benden çoktan vazgeçmişti. Sadece ben anlamamışım...
Bunca şeyi hatırlamama rağmen hala yüzünü net hatırlayamıyorum ne tuhaf...
Artık üzülmüyorum. Onun hakkında tek düşündüğüm uğur değil hayal kırıklığı olması. Babaannem yanlış isim vermiş. Eminim o da böyle olacağını bilmiyordu.
Bazı insanlar baba veya anne olamaz. biyolojik görevlerini yerine getiren insan müsveddeleri olurlar. O benim için baba olamadı ama umarım başkaları için olmuştur. Zira her yaptığın hatayı geride bırakamazsın bazıları engel olur. Ben ayağına takılan bir taş olmak istemedim, zorla kendimi de sevdiremezdim. Ama o babalıktan kaldı, insanlıktan da öyle....
Rose.
15/2
Bir varmış, hiç yokmuş.
Tarih tekerrür etmeyecek ve senin gibi biri bir daha yer yüzüne gelmeyecek belki,
Belki de senin gibi kendi içsel dünyasında çatışan, kafasının içinde ölüler ve dirilerle konuşan milyon tane insan var. Büyüdüm ve hâlâ emin değilim seçeneklerden. Bildiğim bir şey var ise o da kendini yalnız hissettiğin ve korktuğun. Kendini çaresiz hissediyor, zaman zaman boşluklara dalıp çıkamayacak gibi oluyorsun. Boğulduğunu düşündüğün sularda ben yüzüyorum. Kendini dinlemekten yoruldun ve insanlara karşı hissizleştin. Geçecek... şu an ördüğün duvarlarla herkese iyilik ettiğin doğru ama kendinden uzaklara ittiğin insanları özleyeceksin. Ailen dediğin insanlara veda etmenin yükü altında ezileceksin, nefes alamayacaksın ve hiç düzelmeyecekmiş göğüs kafesinin ortasındaki o yumru, boğazındaki o düğüm hiç geçmeyecekmiş gibi gelecek. Haberler kötü geçmeyecek. Ama onlarla yaşamayı öğreneceksin kolay olmayacak belki ama kısa nefeslik rahatlamaların olacak.
Başına gelen talihsizlikler zincirinden, yargılanmaktan, herkesin senin hakkında senden daha çok söz sahibi olmasından sıkıldın. Bazı şeylerin olması gerektiğine inan ve lütfen inancını kaybetme.
Rolünü aldın ve sahneni oynuyorsun. Felsefen bu olsun hayat senin için bir sahne olsun bazı anlarda vermen gereken en iyi tepkiyi, yapman gereken en cesurca şeyi yap. Ama sonra olduğu yerde bırak peşinden gelmesin. Gelmesin ki hislerin seni köreltmesin, sana zarar vermesin. Bilirsin büyükler der ki; her şeyin fazlası zarar. Buna inan, kendini tanıdığında anlayacaksın ne demek istediğimi. Ve birde hiç değişmeyen şeylerin var hâlâ. Mesela ne zaman biri seni sever gibi olsa sen onu daha fazla sevmeye çalışıyorsun sevginin tamamını bir kişiye yönlendirmeye çalışıyorsun ve bir bakıyorsun artık sevmiyorsun. Ve bir de hâlâ cümlelerinin sonuna anlıyorsun değil mi? Diye soruyorsun. O kadar anlamamış ki insanlar seni diline dolanmış anlaşımazlıkarın. Bir süre daha böylesin ama iyisin...
kafanın içindeki kargaşayı saymazsak. Son olarak benim için kendini biraz sev...
19 yaşın...🌙
05.06.19
complicated/puzzling
Olmam gereken insan gibi davranmaktan çok sıkıldım.. Yani sıkılmak değil de yoruldum, sosyal olmanın beni şarj etmesi gerekiyordu halbuki ben gittikçe tükeniyorum.. Normal olmak için bu kadar efor sarfetmem mi gerekiyor? Ben git gide azalıyorum, un ufak parçalara bölünsem bile görünmez değil de daha da göz önünde gibi hissediyorum.. Böyle olmaması gerekiyordu, sanırım böyle olmamam gerekiyordu... Bunun için de suçlu bulamıyorum, bahanelerim bir neden oluşturamayacak kadar bayattır eminim ve kendimi savunasım gelmiyor içimden zaten yeterince yorgun hissettiğimden. hiç bir şey için çabalayamayacak kadar yorgun ve zaten şimdiden her şeye geç kalmış gibiyim.. Hem çok derinliklerde arıyorum kendimi hem de sığılığa vurmuş gibiyim. Çok yorgunum kelimelerinden başka kelime de gelmiyor gözümün önüne, ne kadar anlatsam da neyi kastettiğim anlaşılmıyor gibi, sanki bir tek benim başıma geliyormuş da bütün duyguları üstüme salmışlar gibi.. Bu kadar hissin arasında kaybolmak hissizleştiriyor beni.. Olmam gerekeni de, olduğumu da kimseye sevdiremiyorsam eğer, sorun bende mi? ala'm der ki '' çok barizsin ama seni görmek istemeyene sen görünmezsin''. Ben gerçekten de görünmez miyim? ruhsuz olmadığımı düşünürdüm ama öyle miyim? Benzersiz, eşsiz değilim belki ama normale göre çok mu ucubeyim? Tuhaf olanın ne olduğunun farkına varamayacak kadar kopuk mu yaşıyorum hayattan, hayalet miyim? olduğum yerde mutlu değilim..
Yürüyen Zombiler Derneği
15/1
Bazen gözlerin görmez, kulakların duymaz Bomboş kalırsın hiçlikte.
Yapayanlızlığımın ortasında bile duyduklarım var,
Kafayı yemiş olabilirim biraz, boşvermişliğimi öyle bir boşvermişim ki kendime olan takıntılarım dönüyor etrafımda.
Kendimi kaybetmiş olabilirim biraz ama daha ahım şahım delirmedim, daha değil, zamanı değil.
Kendi kendime konuşuyorum bazen ama öyle karşılıklı değil.
Sanki biri arkamdan konuşuyor ama biri benim. Bunun farkında olmak beni yiyip bitiriyor.
Diyor ki Rose: acının onun için pek bir anlamı yok.
Acı, yağmur damlalarının bir kayanın üzerinden sekmesi gibi,
Kafasının üzerinden sekip gidiyor.
taslak işte
Nasılsın sorusuna yorgunum diyorum genelde, lügatımda kalan tek kelime buymuş gibi tekrarlıyorum hayat nasıl olursa olsun epey zor geçiyorm...
-
Bok gibi biraz, kırılmış gibi değil de daha çok bunalmış gibi, yıpranmış veya eskimiş gibi. Sonuna gelmiş bitmiş de okey'e dönüyor ...
-
Sevgili 15 yaşım, Tarih tekerrür etmeyecek ve senin gibi biri bir daha yer yüzüne gelmeyecek belki, Belki de senin gibi ...
-
Bazen gözlerin görmez, kulakların duymaz Bomboş kalırsın hiçlikte. Yapayanlızlığımın ortasında bile duyduklarım var, Kafayı yemiş...