15/5


Çok konuştukça susuyorum... 

Sustuklarım kadar konuşabilmek isterdim, zaman zaman... Anlatacak o kadar şeyim varken hiçbir şey anlatamamanın çaresizliğiyle kavruluyorum.  

Anlayamadığım ama sandığım kadarıyla kendimi seçiyorum. Kurduğum saçma cümlelere bir yenisini ekledim ancak duruma oturacak başka bir cümle kurabilir miydim bilmiyorum.. 

Kendim olduğum anları anımsar gibiyim lakin çoğu hatıram çamurlu su gibi bulanık... Tanrımı seçer gibi hangi zaman diliminde kim olacağımı da seçiyorum, kendim hariç bir çok seçeneğim varken bana hiç sıra gelmiyor.. Deneyip deneyip yanılmalarım da cabası, işin kötü tarafı artık kendimi arayasım da gelmiyor.. Bazen diyorum, bazen sadece bir çiçek olsam etrafa neşe saçsam, geç kalan yağmura telaşlansam... Tabii bu iç çekişlerim de kısa sürüyor, yüksek bir yerden aşağı kendini bırakmak gibi, boşluğun çağrısı gibi...

Dün sabahtan beri okuduğum bir cümle zihnimde dönüp dolaşıp duruyor;Ruhumdan her geçeni dilime vursam, bana ne kalır?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

taslak işte

 Nasılsın sorusuna yorgunum diyorum genelde, lügatımda kalan tek kelime buymuş gibi tekrarlıyorum hayat nasıl olursa olsun epey zor geçiyorm...