complicated/puzzling

 Olmam gereken insan gibi davranmaktan çok sıkıldım.. Yani sıkılmak değil de yoruldum, sosyal olmanın beni şarj etmesi gerekiyordu halbuki ben gittikçe tükeniyorum.. Normal olmak için bu kadar efor sarfetmem mi gerekiyor?  Ben git gide azalıyorum, un ufak parçalara bölünsem bile görünmez değil de daha da göz önünde gibi hissediyorum.. Böyle olmaması gerekiyordu, sanırım böyle olmamam gerekiyordu... Bunun için de suçlu bulamıyorum, bahanelerim bir neden oluşturamayacak kadar bayattır eminim ve kendimi savunasım gelmiyor içimden zaten yeterince yorgun hissettiğimden. hiç bir şey için çabalayamayacak kadar yorgun ve zaten şimdiden her şeye geç kalmış gibiyim.. Hem çok derinliklerde arıyorum kendimi hem de sığılığa vurmuş gibiyim. Çok yorgunum kelimelerinden başka kelime de gelmiyor gözümün önüne, ne kadar anlatsam da neyi kastettiğim anlaşılmıyor gibi, sanki bir tek benim başıma geliyormuş da bütün duyguları üstüme salmışlar gibi.. Bu kadar hissin arasında kaybolmak hissizleştiriyor beni.. Olmam gerekeni de, olduğumu da kimseye sevdiremiyorsam eğer, sorun bende mi? ala'm der ki ''  çok barizsin ama seni görmek istemeyene sen görünmezsin''. Ben gerçekten de görünmez miyim? ruhsuz olmadığımı düşünürdüm ama öyle miyim? Benzersiz, eşsiz değilim belki ama normale göre çok mu ucubeyim? Tuhaf olanın ne olduğunun farkına varamayacak kadar kopuk mu yaşıyorum hayattan, hayalet miyim? olduğum yerde mutlu değilim..

Yürüyen Zombiler Derneği

     Bok gibi biraz, kırılmış gibi değil de daha çok bunalmış gibi, yıpranmış veya eskimiş gibi. Sonuna gelmiş bitmiş de okey'e dönüyor gibi, isteksiz bir yaşam isteği, var ile yok arası bir ruh gibi, darağacında sallanan ölü bedenler gibi, sıkışıp kalmış gibi, odağını kaybetmiş, hayallerini satmış gibi. Hayat ben koşarken mutluluğa, çelme takmış sanki, uyumak için çivilerin üzerine yatmak gibi, konuşmamak için ağızını dikmek gibi, görmek istemediğin şeyler için gözlerini sökmek gibi, kuş olup uçmak isterken kanatlarını façalamak gibi, mecburiyetten yoksun ama arzusuz gibi, derin nefes alıp ciğerlerine ulaşamadan geri vermek gibi. Kısacası dünya deliler Hastanesi.

15/1


   

Bazen gözlerin görmez, kulakların duymaz Bomboş kalırsın hiçlikte.
Yapayanlızlığımın ortasında bile duyduklarım var,
Kafayı yemiş olabilirim biraz, boşvermişliğimi öyle bir boşvermişim ki kendime olan takıntılarım dönüyor etrafımda.
Kendimi kaybetmiş olabilirim biraz ama daha ahım şahım delirmedim, daha değil,  zamanı değil.
Kendi kendime konuşuyorum bazen ama öyle karşılıklı değil.
Sanki biri arkamdan konuşuyor ama biri benim. Bunun farkında olmak beni yiyip bitiriyor.


     Diyor ki Rose: acının onun için pek bir anlamı yok.
Acı, yağmur damlalarının bir kayanın üzerinden sekmesi gibi,
Kafasının üzerinden sekip gidiyor.

taslak işte

 Nasılsın sorusuna yorgunum diyorum genelde, lügatımda kalan tek kelime buymuş gibi tekrarlıyorum hayat nasıl olursa olsun epey zor geçiyorm...